14 Kasım 2002
Prof. Dr. Mustafa Özcan ÜLTANIR
Yetersiz ve hatalı olduğunu söylediğimiz Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, Üst Kurul olma hayalî göredursun, bu gidişle alt kurul bile olamadan tarihe karışacak gibi. Oysa, bir Enerji Kurulu’na gerçekten ihtiyaç var, ama böyle Gökkafes Kurulu’na değil. Derginiz Dünya ENERJİ’nin 15 Ekim sayısındaki gündem yazımızda şöyle demiştik: “Görev yeri Ankara olan Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, daha piyasaları çalıştırır duruma gelmedi, ama aşırı yüksek lisans ücretleri belirleyip bunları gelir saydığından, İstanbul’da Gökkafes’te 9 trilyon liraya bir kat almaktan çekinmedi. Herhalde seçim sonrası gelecek dürüst bir iktidar soruşturma konusu yapar. Çünkü, bu görevi kötüye kullanmak değil mi? Anlaşılan piyasayı sırça köşk misali cam kafesten seyredecekler.” Sözümüzün üzerinden bir ay geçmedi, iktidara gelen Ak Parti’nin Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Gül, “Gökkafes’te kurulların ne işi var?” diye gürledi.
Derginiz Dünya ENERJİ’nin yarın yayınlanacak Kasım sayısında, iktidar ve muhalefet kurulu değiştirecek alt başlığı altında şöyle diyoruz: “Ak Parti’nin ve CHP’nin yeniden düzenlemekte birleşecekleri konu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu. Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali Coşkun tarafından dile getirilen görüşle, kurulların KİT haline gelmesi istenmiyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nu olduğu gibi, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nu da kuruluş ve atama açısından yetersiz buluyorlar. CHP’nin de bu konuda görüşü farklı değil. CHP Enerji Programı’nda, Kurul’un oluşumunun yeterince nesnel kriterlere bağlanmadığı, geçen dönem kadroların başta Enerji Bakanlığı’nı elinde tutan siyasî partiye ve kısmen de diğer koalisyon partilerine yakın kişilerle doldurulmasından şikâyet ediliyor.” İktidar ve muhalefetin olumsuz yapısı üzerinde görüş birliğinde olduğu Enerji Kurulu için çanlar çalmaya başladı.
Gelelim Avrupa Birliği İlerleme Raporu’nun 14 no.lu “Enerji” bölümünde Kurul’a bakış açısına. Avrupa Birliği Komisyonu şu anda Kurul’u Enerji Bakanlığı’na karşı sorumlu görüyor ki, bu Kurul’un özerkliğine gölge düşürüyor. Dolayısıyla, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun bağımsızlığının sağlanmasını istiyor. Bugün iktidarı, muhalefeti ve Avrupa Birliği Komisyonu’nu tatmin etmeyen bir Kurul var. Bu Kurul sil baştan, piyasa aktörlerini temsil edecek, elbette çalışmalarında özerk olacak, ama TBMM gözetimine ve Sayıştay denetimine bağlı biçimde yeniden düzenlenmeli. Belli kriterlere ve kontenjanlara göre seçilecek kişilerin TBMM onayı ile atanmaları sistemi getirilmeli. Kurul’a atanacak kişilerin öyle herhangi bir sınırlama olmadan altı yıllığına atanmaları da doğru olmuyor. Bugün gündeme geldiği gibi, atanacak kişilerle, belli performans kriterlerine göre 2-3 yıllık sözleşmeler yapılmalı.
Kurul’un performansı harika! İlk çıkardığı Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği, ciddi biçimde Anayasa’ya aykırılık iddiası ile iptal davasına konu oldu. Enerji konularını bilmediğini ve sektörü tanımadığını itiraf eden hukukçu Kurul Başkanı, hukuk konularını iyi biliyor olmalı, ama gelin görün, ilk yönetmeliğin iptali için onlarca şirket 21 tane madde için iptal davası açtı. Kurul adına Guinness Rekorlar Kitabı’na geçecek bir başarı! DSP’den dışlanan Hüsamettin Özkan tarafından seçilmiş olan Kurul Başkanı’nın, Tayyip Erdoğan’ın yakın arkadaşı ve Başbakanlık Müsteşarlığı için güçlü aday olduğu basında yer aldı. Herhalde, Hüsamettin Özkan ve Tayyip Erdoğan’ın bir ortak noktasından destek alıyor olmalı, ama Gökkafes’te kat satın alanı, Ak Parti müsteşarlığa yükseltirse, kendi kendine çelişkiye düşmez mi? O zaman, Gökkafes’te Başbakanlık İstanbul Bürosu açmak istedikleri gündeme gelmez mi?
Kurulun kalan altı üyesine gelince, dört ANAP ve iki MHP kontenjanı ile oluşturulmuştu. Gerçi, ANAP’tan seçilip CHP Enerji Raporu’na imza atan olduğunu köşemizde duyurmuştuk. Bu yapı bugün iktidar ve muhalefet tarafından hazmedilecek olgu değil. Kurul’un sekretaryası Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na yapılan atamalarda ise, inanmak istemediğimiz biçimde belli görüş mensuplarının öne çıktığı söylentileri dolaşıyor. Bu tür söylentiler, bugüne kadar sorumlusu olmasa bile, hassas olduğu noktadan Ak Parti’yi rahatsız edebilir. Gerçek payı var mı, Ak Parti iktidarı nasıl davranacak?
Enerjide bir üst kurul özlemi varken, “Nasıl bir Kurul ve Kurum ile karşılaştık?” demeyelim, yeniden düzenleyelim. İlk kuruluşu sağlayan Elektrik Piyasası Kanunu, TBMM Komisyonlarına gelmişken, bizim TÜSİAD’ı temsilen katıldığımız komisyon çalışmalarında, Kurul’un yapısına gerçekçi biçimde itiraz eden ilk ve hatta tek kişi, bugünkü Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali Coşkun idi. Kurul’da konuyla ilgili tüm kesimlerin temsil edilmesini istiyor, “Bürokratik değil, demokratik yapı oluşturalım” diyordu. Bugün de yaptığımız son görüşmede, “Kurul yapısı bakımından hatalıdır. Çünkü, Komisyonda ve Genel Kurul’da teklifimiz dikkate alınmadı. Enerji ile ilgili sivil toplum kuruluşları bu Kurul’da temsil edilmiyor. Ayrıca, bürokratik yeni bir KİT haline girmemesi lâzım. Siyasî bir yapıya girmemesi lâzım“ diyor. Ak Parti, Enerji Kurulu ile sınavda sayılmaz mı?