16 Ocak 2003
Prof. Dr. Mustafa Özcan ÜLTANIR
Türkiye, doğal gaz dünyasının aktörlerinden biri olmaya aday. Bu aktörlük iç tüketim için gaz ithali ile değil, Avrupa’ya gaz arzı ile gerçekleşecek. Bugün Türkiye’nin al ya da öde bağlantıları ile gaz fazlası var görünüyor, ama Enerji Terminali Türkiye projesi için daha çok gaza gerek olduğu biliniyor. Türkiye’den Avrupa’ya gaz ihracı giderek gelişen bir proje. OECD Avrupası’nın 2000 yılında 482 bcm (milyar metre küp) olan gaz talebi, Uluslararası Enerji Ajansı’nın strateji çalışmalarına göre, 2010’da 640 bcm, 2020’de 799 bcm ve 2030’da 901 bcm olacak. 2000’de gaz arzının yüzde 36’sını ithalle karşılayan OECD Avrupası, 2030’da arzın yüzde 63’ünü ithal eder duruma gelecek. Dolayısıyla, 2000’de 186 bcm olan ithalâtı, 2030’da 625 bcm’e yükselecek.
Avrupa pazarına gaz arzında Türkiye aday da, bu gazı nereden temin edecek? Avrupa, Rus gazı bağımlılığından kurtulmak istediğinden, Türkiye’nin arz kaynakları; Mısır, İran, Türkmenistan, Azerbaycan ve beklenen savaş sonrası ortaya çıkabilecek Irak gibi ülkelerden hangisi ya da hangileri olacak? Irak’ın ne olacağı belli değil, Azerbaycan uzun vadeli geliştirmeye muhtaç, Türkmenistan ise sorunlu bir proje. Geriye Mısır ve İran kalıyor. Başbakan Gül’ün Irak sorunu nedeniyle yaptığı bir dizi gezide, önce Mısır’da ve sonra İran’da, doğal gaz konusu gündeme gelmiş bulunuyor. Mısır ziyareti ile ilgili basın haberlerinde doğal gaza hiç değinilmedi. Gül’ün geçen hafta sonu yaptığı İran ziyaretinde, İran Cumhurbaşkanı Hatemi’nin, İran doğal gazının Türkiye üzerinden Batı’ya taşınması için işbirliği önerdiği basında yer aldı.
Mısır ziyareti öncesi Başbakan Gül’ün, Mısır’ın Ankara Büyükelçisi El Shazly ile yaptığı görüşmede, doğal gaz konusunun konuşulduğu biliniyor. Tüm bu gelişmelerden önce, Mısır gazının öyküsü ve bu konuda Ekselans Shazly ile yaptığımız bir röportaj, derginiz Dünya ENERJİ’nin Aralık sayısında yayınlanmış ve geniş yankı uyandırmıştı. Gül ve Shazly görüşmesi öncesinde, BOTAŞ Genel Müdürlüğü’nce Mısır gazı ile ilgili olarak Bakanlar Kurulu’na brifing verilmişti. Mısır Büyükelçiliği’nden Gül-Shazly görüşmesi sonrası aldığımız bilgi, “Boru Hattı ve LNG konularındaki işbirliğinin hayatiyete geçirilmesine karar verildiği” oldu. Başbakan Gül’ün Mısır ziyaretinde, Mısır Başbakanı ve Cumhurbaşkanı ile yapacağı görüşmelerde konunun gündeme alınacağı iletilen bilgiler arasındaydı. Ekselans Shazly açıklamasına, “Ancak, hayatiyete geçirilme formatı üzerinde karar verilmediğini” eklemişti.
Mısır’dan LNG ve Akdeniz altına döşenecek boru hattı ile gaz alınması görüşmeleri 1996 yılına kadar inmekte. Başlangıçta BOTAŞ’ın Mısır Genel Petrol Şirketi (EGPC) ile yürüttüğü görüşmeler, 1999 yılından itibaren EPGC’nin yüzde 80, İsrail’in yüzde 20 ortaklığı ile kurulan Doğu Akdeniz Gaz Şirketi (EMG) ile sürdürülür. Akdeniz geçişli boru hattı ile yılda 2.2 bcm gazın İsrail’e 1 bcm gazın Lübnan’a ve 4 bcm gazın Türkiye’ye verilmesi plânlanır. Bu proje doğal gaz dışında, enerji alanında kapsamlı bir işbirliğini içerir. 2 Şubat 2000’de Bakanlar düzeyinde bir protokol imzalanır. 31 Mart 2001’de BOTAŞ ile EMG arasında “Mısır Doğal Gazı Alım-Satım Anlaşması” paraflanır. Ancak anlaşma, 2 Mayıs 2001’de yürürlüğe giren Doğal Gaz Piyasası Kanunu’nun geçici 4’üncü maddesi ile “arz açığı çıkması” koşuluna bağlanarak askıya alınır. Askıya alınan, Türkiye’ye getirilecek en ucuz gazın anlaşmasıdır.
Büyükelçi Shazly bize, Mısır gazının Avrupa’ya satılmasının stratejik projeleri olduğunu, işbirliğine ve ortaklığa açık bulunduklarını söylemişti. İran gazının durumu Mısır’ınkinden farklı. Kondensat (yoğuşmuş hidrokarbon) biçiminde ve yeni teknoloji gerektiriyor. Şu anda bize Türkmenistan’dan aldıkları gazı swap (değiş-tokuş) yapıp gönderiyorlar. Gazın bileşimi bunun kanıtı. İran gazı düne kadar, Türkiye’ye getirilen en pahalı gazdı, hâlâ Mısır’ın teklifinden pahalı. İran’ın Türkiye’yi işin içine katmadan AB ile anlaşma görüşmeleri sürüyor. Kondensat üretim teknolojisi geliştirmek için AB, Tahran’da Enerji İşbirliği Merkezi kurma kararı almış bulunuyor. AB ile İran arasındaki ticarî ilişkiler sıcak gelişiyor. AB, İran rejimindeki yumuşamaya bağlı biçimde, ticarî ilişkileri üst seviyelere çıkarmanın yararlı olacağı görüşünde. İran ve AB, gaz projesinde Türkiye’yi geçiş ücreti ödenecek transit ülke olarak görüyorlar.
AB-İran gaz projesi, Türkiye için fırsat değil. Bilâkis, girebileceğimiz pazarı taşıma ücreti karşılığı İran’a kaptırmak olur. Bir sorumuz var! Acaba İran, Türkmenistan’dan Türkiye’ye uzanacak boru hattına transit ülke olmayı kabul eder mi? Hiç sanmıyoruz, Türkmenistan’a bir pazarını kaptırır mı? Üstelik Türkmenistan’dan gaz alıp Avrupa’ya satmayı gizlice plânlarken. Oyuna gelmemek için dikkatli olmalıyız. 9’uncu Cumhurbaşkanımız Demirel diyor ki; “Türkiye’nin Orta Doğu ve Batı arasında enerji köprüsü olması için Türkmen gazı ile Mısır gazının mutlaka getirilmesi gerekir.” Biz de aynı görüşteyiz. Bakalım bugünkü yöneticilerimiz ne diyecekler?