11 Eylül 2003
Prof. Dr. Mustafa Özcan ÜLTANIR
Yoğun çalışmalarla, sağlık sorunları ile tatilsiz geçirdiğim bu yaz tamamlanırken, hiç olmazsa bu hafta sonunu Fatih’in Çeşm-i Cihanı Amasra’da geçirmeye karar verince, enerji o denli yaşantıma girmiş ki, kömürü düşünmeden edemedim. Bu haftaki sohbetimizi de, kömüre ve pek tabiî kömür santralına ayırmak istedim. Siz değerli okurlarım bu satırları okurken, ben Ankara’dan çıkmış, Devrek ve Bartın üzerinden Amasra’ya doğru yolda olacağım. Amasra daha çok turizmle tanınır, ama Zonguldak gibi altında kömürü var.
Zonguldak’a bağlı Devrek, ünlü bastonları ile meşhur. Ekonomisinde ise, salyangoza dek uzanan geniş bir yelpaze söz konusu. Enerji yoğun üretim tekniği gerektiren ve tümüyle yurt dışına ihraç edilen salyangoz konserveleri için Sadık Ayanoğlu’nun fabrikasının buhar ve elektrik talebi, bir otoprodüktör kojenerasyon santralı gerektiriyor. Devrek’e bitişik Gökçebey’de seramik sanayii var. Onlar da otoprodüktör santral istiyorlar. Zonguldak’a ait Devrek’te, Gökçebey’de gerekli otoprodüktör santralların kömür ile değil, doğal gazla çalışmalarının uygun olacağı bir başka gerçek. Üstelik, seramikçiler için otoprodüktör santral dışında da doğal gaz gerekiyor. Doğal gaz talebinin yerini, alternatif yakıt olarak LPG ve kömürün alması, proses tekniği ve enerji ekonomisi açısından uygun düşmüyor. Kömüre yakın bu yörede bugün doğal gaz dağıtımı için bir proje yoksa da, sıkıştırılmış doğal gaz (CNG) için talep olduğu görülüyor.
Kömür alanında doğal gaz talebi hiç de şaşırtıcı olmamalı. Her enerji kaynağının kullanılacağı yer ayrı, doğal gazın da, Zonguldak kömürünün de, Amasra kömürünün de. Petrol Piyasası Kanunu parçalanarak türetilen LPG Kanunu ile doğal gaz talebi LPG’ye kaçmaz. Kömür ise, ağır sanayide ve büyük santrallarda elektrik üretimi dışında, doğal gaz ile kolay kolay yarışamaz. Ama, Zonguldak – Amasra (Bartın) bölgesinde “Filyos İthal Kömür Santralı” gibi proje de akılcı olmaz. Doğal gaz piyasası liberalleştirildiği ölçüde, doğal gaz talebi artacak. Bakın, CERA’nın yapmış olduğu bir çalışma tam liberalleştirilmiş piyasa koşulunda, Türkiye’nin gaz talebinin 2005’de 26,5 milyar metre küp (Bcm), 2010 da 43.8 Bcm ve 2015’de 60.7 Bcm olacağını, eğer piyasa kamu elinde kalırsa, bu taleplerin 2005’de 22 Bcm, 2010’da 35.8 Bcm ve 2015’de 45.7 Bcm düzeylerine düşeceğini gösteriyor ki, çarpıcı bir sonuç.
Doğal gazdan elektrik üretiminde ise durum farklı. CERA’nın çalışmasına göre, Avrupa’da elektrik üretimi için doğal gaz talebi beklenenden yavaş gelişiyor. Bizde de öyle olmalı. Elektrikte bugün arz fazlası olsa da, sanayide kapasite kullanımı artmakta ve Türkiye yeniden büyüme sürecinde. Arz fazlası 2007’yi aşamaz, ama hadi 2008 diyelim. Büyüyen Türkiye için 2008’de büyük güçlü yeni elektrik santrallarına ihtiyaç var. Bunlar mutlaka yerli kömüre dayalı olmalı. İşte Amasra kömürü bu açıdan önemli. Bir kömür santralı en az 4 yılda kurulabilir. 2003 artık geride kaldı demektir. 2008’e kömür santralı yetiştirme şansımız var ve bu fırsat kaçırılmamalı. Yerli kömür santralları için bir önerimiz olacak: 4283 sayılı Yap-İşlet yasası yeni bir anlayışla ele alınarak bu model çalıştırılmalı, üretimin üçte biri için TETAŞ’ın ortalama alım fiyatından 10 yıllık alım garantisi verilerek yatırımcı özendirilmeli.
Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK), 1999 yılının sonunda Armutçuk, Çatalağzı ve Amasra yörelerinde yeni termik santralların tesis edilmesinin 2000 yılı yatırım programına alınmasını ve 2005’de hizmete girmesi önerisini eski hükümete iletmişti, ama yapılan birkaç yazışmaya ilişkin evraklar da, ilgili Devlet Bakanlığı, DPT ve Enerji Bakanlığı ile mülga TEAŞ’ın arşivinde çürümeye terk edildi. Yaklaşık dört yıl öncesinde kalan önerisiyle TTK, kurumun yeniden yapılanma programı çerçevesinde, Amasra bölgesinde gerçekleştirilecek 637 bin ton/yıl taşkömürü üretimine dayalı olarak, 150 MW (megavat) düzeyinden başlayıp 600 MW kurulu güce çıkabilecek bir termik santral kurulmasını, 2005’e yetiştirilmesini istiyordu. Dün gerekenler yapılamadı, ama bugün ele alınarak 2008’e yetiştirilebilir. Bu iş, AK Parti’nin ve iktidarının programlarına, Enerji Bakanımız Dr. Güler’in yerli kaynak politikasına da uyar.
Geçmişte, Enerji Bakanlığı ve kuruluşlarında sonuçsuz kalan, Amasra Termik Santralı için yazışmalar yapılırken Turizm Bakanlığı, “Bölgede kurulacak bir santral, turizm gelirlerini önemli ölçüde azaltacak” görüşünü ortaya atmıştı. Bu mesnetsiz bir görüş. Turizm Bakanlığı, Orman ve Çevre Bakanlığı yetkilileri gidip Avrupa’ya baksınlar, orman içinde ve kent içindeki kömür santrallarını görsünler. Kurulacak santral bir Muğla Yatağan, ya da Yeniköy, Kemerköy vs. benzeri olmayacak. Çanakkale Çan’da yapılandan daha mükemmel, akışkan yatak teknolojili, herhangi bir çevre kirliliği olmayan, çevre dostu “Amasra Kömür Santralı” kurulabilir. Bugün olduğu gibi, santral kurulduktan sonra da Çeşm-i Cihan Restoran’da Yakup Tuş’un balık tavasını, birbirinden lezzetli menülerini yiyebilir, ister eski limanda, isterseniz büyük limanda denize girebilirsiniz. Elbette, Amasra da daha kalkınır ve böylece tarihi yapıları ile yeniden restore edilir.