11 Mart 2004
Prof. Dr. Mustafa Özcan ÜLTANIR
Bilindiği gibi büyük tehlike oluşturan petrol tankerleri yüzünden, İstanbul ve Çanakkale Boğazları’mız neredeyse petrol boru hattı niteliği kazanmakta. Geçen yıl Rus şirketleri Boğazlar’dan 62 milyon ton petrolü tankerlerle taşıdılar. Şimdi, 15 Kasım 1979’da Rumen petrol tankeri Independenta’nın İstanbul Boğazı’ndaki can ve mal kaybına, deniz kirlenmesine neden olan kazasını anımsayalım. Tanker günlerce Boğaz’da yanmıştı! Giderek çoğalan tankerlerin getirdiği risk, İstanbul için deprem ihtimali gibi bir kâbus. Uluslararası anlaşmalar, Türkiye’nin boğazlar üzerindeki trafiği istediği gibi düzenlemesine de olanak vermiyor. Kaldı ki, sorunun çözümü Boğazlar’ın dışında aranmalı.
Hazar yöresinde 35-50 milyar varil petrol rezervi var. Hazar’dan Ceyhan’a uzanacak BTC Petrol Boru Hattı, sadece Azerbaycan petrolünü getirecek. Kazakistan’dan, diğer ülkelerden ve Rusya’dan çıkan petrol Karadeniz’in doğusundaki Supsa ve Novorossisk limanlarına akıyor, oradan deniz tankerleri ile Boğazlar’dan geçerek dünya piyasalarına ulaşıyor. Karadeniz’de de yedi yerde petrol aramaları yapılıyor, gelecekte üretim yapılması da büyük olasılık. Rusya, Orta Asya, Hazar, Kafkaslar ve Karadeniz’i içeren geniş dünya yöresinde beklenen petrol üretimi patlamasının, Türk Boğazları üzerindeki baskısı hiç bitmeyecek. Boğazları by-pass ederek, bu baskıdan kurtaracak bir başka yola ihtiyaç var. O yol da, Karadeniz’in batısından ve Trakya üzerinden Saros körfezine uzanacak petrol boru hattıdır.
Türk, Amerikan ve Kazak işadamlarından oluşan bir müteşebbis grubun kurduğu, Thrace Development Company 17 Haziran 2003’de, Trakya’da Karadeniz-Saros Körfezi arasında uzanacak boru hattı yapımı için Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne ilk başvuruyu yapmıştı. Toplam 196 km’lik bu hattın güzergâhı Kıyıköy-Hayrabolu-Keşan-Orhaniye-Kızkapan-İbrikbaba olarak belirlenmiş. 42 inç çapında döşenecek hattın taşıma kapasitesi başlangıç için günde 1,5 milyon varil olacak, sonra 2 milyon varile yükseltilecek. İki adet pompa istasyonu, Kıyıköy’de boşaltma, İbrikbaba’da yükleme terminali olacak. Ayrıca 650 bin varillik 8 adet tank çiftliği de depolama için düşünülmüş.
Tamamı yabancı finans çevrelerince karşılanacak 615 milyon dolarlık yatırımın finansmanı, şu anda Londra’da hazır. Genelkurmay dahil, çeşitli kamu kuruluşlarının görüşleri toplanmış ve izin belgesinin alınması için çıkarılması gereken Bakanlar Kurulu kararı safhasına kadar gelinmiş. Her şeyi tamam proje, şimdi gereksiz bekletiliyor. Enerji Bakanlığı şu anda şirketten throughput (doluluk) garantisi istiyor. Şirketin elinde 700 bin varil/gün’lük throughput garantisi var, ama anlaşıldığına göre bunun 1,5 milyon varil/gün’e çıkartılması istenmekte. Bu istek, şirketi Ruslarla zorunlu ortaklığa itecek de, bundan Türkiye’nin ne kazancı olacak? Kaldı ki, projeye Rus Yukos şirketi baştan beri ilgi göstermiş.
Tam bu noktada ortaya Rus devlet şirketi Transneft çıkıverdi. Geçen hafta 3 Mart günü, sadece gazeteniz DÜNYA’da, “Transneft’ten Trakya’ya milyar dolarlık boru hattı projesi” haberi yayınlandı. Transneft yöneticilerinden Vainsthtok, Karadeniz kıyısında Kıyıköy’den başlayıp Saros Körfezi’nde İbrikbaba’da son bulacak, 913 milyon dolara mal olacak, 193 km’lik boru hattı projesini Londra’da açıklamıştı. Ancak, Türkiye’ye yapılmış böyle bir proje başvurusu yok. Transneft’in sürpriz projesinin, Thrace Development Company’nin geliştirdiği projeden başka bir şey olmaması da hayret verici! Şimdi sektörde başka alternatif projeler üretilir ve konuşulur duruma da geldi.
Bundan sonra olaylar nasıl gelişecek? Şirketler arası rekabet ve çıkar çatışmaları projenin akıbetini nasıl etkileyecek? Dokuz ay önce müracaatı yapılmış, neredeyse tüm işlemleri tamamlanmış proje başvurusunun, şu ya da bu gibi mazeret aranmadan sonuçlandırılması gerekiyor da, Enerji Bakanlığı bunu yapabilecek mi? Bakanlar Kurulu kararı bir an önce çıkarılacak mı? Thrace Development Company yetkilileri, bu kararın ardından ayrıntılı çevre etütlerini tamamlatıp 21 ayda projeyi bitirmeye hazır olduklarını söylüyorlar. İnşallah Bakanlık, başvurular çoğalacak durup bekleyelim sevdasına kapılmaz. Kararsızlık ve gecikme, Batı Karadeniz ile Ege arasında mutlaka yapılacak, bu hattı Kıyıköy-Saros güzergâhından, Burgaz-Alexandroupolis güzergâhına kaçırır ki, projeyi Bulgar ve Yunan dostlarımıza kaptırmış oluruz. O zaman da Türkiye’nin çıkarlarına yazık olmaz mı?..