13 Mayıs 2004

 

 

Su ve Doğalgaz Çatışması ...

 

Prof. Dr. Mustafa Özcan ÜLTANIR

 

Geçen iki hafta içinde dört gün ara ile iki santralın açılışı Enerji Bakanı Dr. Hilmi Güler tarafından yapıldı. İlki, Mersin Mut’ta inşa edilen, Türkiye’nin en büyük düşülü akarsu santralı olan 48.5 MW’lık Birkapılı Akarsu Santralı, ikincisi 16 kat daha büyük olan 770 MW’lık Ankara Doğalgaz Santralı. Bakan Dr. Güler, Birkapılı’nın açılışından iki gün önce Meclis’te,” Biz doğalgazı elektrik üretmekten ziyade, evlerin ısıtılmasında, sanayide kullanılsın istiyoruz; elektriği daha çok yerli kaynaklarımızla, suyla ve kömürle elde etmek istiyoruz” diyordu. Bugün suyu öz, doğalgazı üvey evlat gören politika sonucu olacak ki, Ankara Santralı kuru bir teşekkürden başka Sayın Bakan’dan pek iltifat görmezken, Birkapılı Santralı “Tam istediğimiz gibi, içimize sinen bir yatırım” denilerek açıldı. Birkapılı üretim şirketi santralı, Ankara Santralı Yap-İşlet projelerinin sonuncusu.

 

Bakan Dr. Güler, yine Meclis’te “2004’te 44 milyar kWh hidrolik enerji üretimi öngördüklerini, termik ünitelerde üretimin kısıldığını” açıklamıştı. Birkapılı Santralı’nı açarken Dr. Güler, “Türkiye’nin bilinen ve DSİ’nin de kabul ettiği ekonomik hidroelektrik potansiyelinin, klasikleşmiş 126 milyar kWh/yıl’dan öte, bunun iki hatta üç katı olduğunu” söyledi. Sonra kendisini kutlarken sordum, “Bunun brütü 440 milyar kWh, üç katı biraz fazla değil mi?” diye. Özel sektör 126 yerine 180-190 milyar kWh düzeyini savunurken, DSİ daha büyük bir rakam mı bulmuştu? Bakan Dr. Güler, “Bizim yaptırdığımız çalışmaya göre 350 milyar kWh/yıl potansiyel var” dedi ve çalışmayı DSİ’nin değil, kendilerinin yaptırdığını açıkladı. Araştırmayı görmesek de bilimsel kariyeri olan bakanımıza inanıyoruz ve bunu müjde olarak duyurmak istiyoruz! Şimdi Dr. Güler, herhalde bu araştırmanın ayrıntılarını, 350 milyar kWh/yıl dedikleri kullanılabilecek su potansiyelinin nerelerde olduğunu yatırımcılara duyuracaktır.

 

Gerçekten güzel bir proje olan Birkapılı Santralı’nı kuran ERE Holding Başkanı dostum Reşat Köymen, 48.5 MW’lık akarsu ile 420 MW’lık doğalgaz santrallarını kıyaslamış. Ekonomik ömrü doğalgaz santralı için 25, su santralı için 75 yıl almış. Her ikisinin de ekonomik ömürlerinde üretecekleri enerji 13,3 milyar kWh. 75 yılda su santralı 18 milyon dolar döviz tüketirken, üretimi AB’ye yeşil elektrik olarak ihraç edilirse 800 milyon dolar, ya da net 782 milyon dolar döviz gelecek. 25 yılda doğalgaz santralı yakıtla 461 milyon dolar döviz götürecek. Ekonomik ömürleri süresince KDV ve Kurumlar Vergisi olarak devlete ödenecek vergi su santralında 317 milyon dolar, doğalgaz santralında 318 milyon dolar. 75 yıl ömürlü 48.5 MW’lık su santralı ile 25 yıl ömürlü 420 MW’lık doğalgaz santralı üretim ve devlete ödenecek vergi bazında aynı sonucu veriyor, ama su santralı 780-800 milyon dolar döviz getirebiliyor. İlginç değil mi?

 

Buradan hemen, küçük su santralı büyük doğal gaz santralından daha avantajlı sonucu çıkmaz. Aynı olay birinde 25 yılda diğerinde 75 yılda gerçekleşiyor. Kalkınma ve ekonomik büyüme açısından 25 yıl ile 75 yıl üç kat farklı. 25 yılda atı alan Üsküdar’ı değil, global dünyanın zirvelerini geçer, 75 yılda siz o zirvelerin eteklerine ulaşamazsınız. Meslek hayatına ODTÜ’de akademisyen olarak başlayan Köymen’in yaptığı bir saptama, karşıt iddia değil. İşadamı olarak ayrım yapmaz, yarın başka kaynağa, doğalgaza dayalı santral da kurabilir. Hükümet için de kendi programından ve parti programından önce gelen ulusal enerji politikası kriterleri vardır. Kaynak çeşitlemesi, her kaynağı ekonomik ve çevresel kriterlerle optimal değerlendirme gibi. Bu nedenle de bir kaynağa yakın ötekine uzak olunmamalı, hepsinin yeri ve zamanı var!

 

Biz, yılda 177,8 milyon kWh üretecek Birkapılı Akarsu Santralı’nı da Ankara’nın tüketimi kadar yılda 6,2 milyar kWh elektrik üretecek Ankara Doğalgaz Kombine Çevrim Santralı’nı da Türkiye’ye kazandıranlara minnettarız. Ankara Doğalgaz Santralı, 500 milyon doları aşkın yabancı sermaye getirmiş bir yatırım. Bu Finansmanı “Project Finance International”, geçen yıl “Yılın Enerji Projesi Finansmanı” seçmişti. Son teknolojili Ankara Santralı, Kyoto protokolüne uygun ve çevre dostu, Malıköy’den geçen kirli Ankara Çayı’nı bile arıtma sistemi ile temizliyor. Belçika şirketi Tractebel’in yüzde 95 ve Türk Şirketi Mimag’ın yüzde 5 ortaklığı ile oluşturulan Baymina Enerji A.Ş.’ye, Ankara Santralı için teşekkürler. Bu projede Tractebel’in fedakârlıklarını takdir ettiğimizi, açılışa katılan Belçika Veliaht Prensi Philippe’ye gösterebildik mi acaba?

 

Bugün Yap-İşlet-Devret ve Yap-İşlet santralları yüzde 50 kapasite ile çalışıyor, ama TETAŞ almakla yükümlü olduğu elektriğin parasını şirketlere, şirketler de kullanmadıkları doğalgazın parasını BOTAŞ’a ödüyorlar. Bu yeni sıkıntılar getirecektir, bürokratlar tedirgin, şirketler de zarar görüyor. Oysa, UCTE dediğimiz Avrupa bağlantımız bitseydi, 44 milyar kWh hidrolik üretimi yeşil enerji diye, doğalgaz elektriği maliyetinin iki katına AB’ye ihraç edebilirdik, doğalgaz santralları tam kapasite ile çalışır, fazlalık olmazdı. Bakanlık, kaynak ayrımcılığı yapacağına bunları yapmalı!...

 

Kategoriler

DUYURULAR