17 Haziran 2004

 

 

Halka açma aldatmacası!...

 

Prof. Dr. Mustafa Özcan ÜLTANIR

 

Ağustos 1993’de, o günün Enerji Bakanı dostum Dr. Veysel Atasoy, “Türkiye’de Kamu İktisadi Teşebbüsleri ve Özelleştirme Sorunu” adlı kitabını yayınlamıştı. Kütüphanemde özel yeri olan değerli bir bilimsel çalışma. Eski Enerji Bakanı Dr. Veysel Atasoy’un kitabından 11 yıl önceki bir anketin ilginç sonucu: Hem bürokratlar ve hem de politikacılar, özelleştirme öncelik sıralamasında en geriye enerji sektörünü koymuşlar! Bu mantalite hiç değişmedi. Dr. Atasoy’un kitabında, DPT’nin The Morgan Bank’a yaptırdığı özelleştirme ana planı da geniş yer alıyor. Bu planda BOTAŞ, büyük bölümü satılabilir şirketler grubuna sokulmuş. 11 yıl önce BOTAŞ’a, “Gelir ortaklığı senedi için muhtemel aday” diye de bakılmış.

 

Sonraki yıllarda doğalgaz piyasalarının düzenlenmesi için Avrupa Birliği direktifleri yayınlandı. Türkiye’de de buna uygun biçimde, 3 yıl önce Doğalgaz Piyasası Kanunu çıkarıldı. BOTAŞ’ın ne kadarının nasıl özelleştirileceği kanuna bağlandı, halka açma diye bir şey yok, çünkü o özelleştirme değil. Gelin görün, bugünkü Enerji Bakanı Dr. Güler, “BOTAŞ’ı halka açacağız” diyor. 11 yıl önceye mi dönüş? Kanuna rağmen BOTAŞ’ın gaz kontratlarının devrinin yapılmayışı, yani özelleştirilmeyişi, halka açmakla kamufle edilmek isteniyor. İthalatın serbest bırakılacağının söylenmesi de öyle. İthalat bağımsız ve özerk EPDK’nın elinden siyasi mekanizmaya alınmak isteniyor ki, sonucun serbest piyasa ile nasıl bağdaştırılacağı merak konusu! Türkiye’nin büyük devlet adamı Sayın Demirel’in bir sözü var: “Devlet siyasi bir müessese, ticari müessese değildir”. Devletin ne işi var doğalgaz ticaretinde?

 

3 Haziran’daki yazımda, “halka açmakla, serbestleştirme, özelleştirme, liberalleşme aynı şey değil ki!” diye yazmıştım. Dr. Atasoy’dan sonraki Enerji Bakanı Şinasi Altıner bu yazım üzerine e-posta göndermiş. Bir kısmını aşağıya aktarıyorum. Eski bakanlardan Sayın Altıner şöyle diyor:

 

“Son yıllarda Türkiye hükümetleri ve geçmişte tamamen özelleştirmeye karşı olup da, bugün artık çağın gelişiminden utanan bazı solcular, ‘Şirketleri halka açalım’ diyorlar. Beni bağışlayın, en büyük aldatmacalardan biri de devlet malının direkt halka açılması numaraları ile yeniden söğüşlenmesi. Bu tabirimi hoş görünüz lütfen. Yani, devlet şirketin gene sahibi, yüzde 51’i devletin olacak, halktan para toplanacak, hükümetler o şirketin başına politik amaçlı memurlar tayin edecek, bunun adı halka açılarak özelleştirme olacak. Bu oyunu Sovyetler Birliği 76 yıl boyunca uyguladı. Sonu malum. Hocam, bizce asıl olan şudur: Özelleştirmeden amaç, sahiplik veya tapunun kimde olduğu değil, onu kimin yöneteceğidir.

 

Bu ülkede devlet şirket yönetecek mi? Yoksa, yönetmeyecek mi? Türkiye, henüz buna karar vermiş değil. Yani, devlet işletmecilikten vazgeçip rekabet yaratarak piyasayı mı denetleyecek, yoksa işletmecilik mi yapacak? ERDEMİR, TÜPRAŞ, PETKİM gibi sonu A.Ş. (Anonim Şirket) olan, hatta İMKB’de hisseleri halk tarafından alınıp satılan bir sürü devlet şirketi var. Bunların hepsinin yöneticileri politikacıların memurlarıdır. Sonuç olarak; devlet işletmecilikten vazgeçip çağdaş bir devlet mi olacak? yoksa işletmeciliği bırakmamak için ‘bu mal çok stratejik öneme sahiptir, onu devlet işletmelidir’ safsatası ve aldatmacılığı ile daha uzunca bir süre politikacıların memurları aracılığı ile halkın parası deve mi edilecek? Hocam, böyle gibi gözüküyor.”

 

BOTAŞ’ın çarpık muhasebe anlayışına bakın! Baz fiyat, artı iletim ücreti, artı yüzde 22 depolama şarjı, yani bu üçünün toplamı BOTAŞ’ın satış fiyatını veriyor. Her türlü masraf iletim ücretine bindiriliyor. Hukuki ayrışımı ile birlikte hesap ayrışımı olmadıkça, yani dikey entegrasyonu parçalanmadıkça bu çarpıklık değişmez. BOTAŞ, hep bu hükümetin aldığı kadar kârlı da olmadı. Onun onda biri kadar kâr gösterip dışarıya ve müteahhitlere borçlu olduğu, personel maaşlarını ödemek için kredi kullandığı dönemler de görüldü. Bakalım, şimdi güçlü BOTAŞ gerekçesine sarılanlar ne kâr sağlayacak? O sözde kâr, halkın çıkarlarıyla bağdaşacak mı? Bırakınız, 4646 sayılı Doğalgaz Piyasası Kanunu tam uygulansın, BOTAŞ’ın devredilecek kısımları devredilsin, özelleşecek kısmı özelleşsin. O zaman kalanını 2010 yılı yöneticileri isterlerse halka açarlar! Kanunun uygulanmaması, sadece Enerji Bakanlığı’nın değil, maalesef AK Parti’nin performansını da olumsuz etkiliyor...

 

Kategoriler

DUYURULAR