12 Ağustos 2004

 

 

Enerji Fiyatları Uyarısı!

 

 

Prof. Dr. Mustafa Özcan ÜLTANIR

 

Türkiye geçen yıl petrolü varil başına 24.0-30,2 dolar fiyat açıklığında ortalama 26,95 dolara ithal etmişti. Bu yıl Mayıs ortasında ABD piyasasında Batı Teksas petrolünün varil fiyatı 40 dolara, Londra piyasasında Brent petrolün fiyatı 38 dolara çıkmıştı. Haziran başında ABD’de 42,32 dolara, Londra piyasasında 39,08 dolara sıçradı. Daha sonra Brent petrol 34,8 dolara indi, ama petrol fiyatı 33-35 dolar bandında tutunma imkânı buldu. Temmuz sonu-Ağustos başı petrol fiyatları yeniden yükselişe geçti. Öyle ki, ABD’de 21 yılın en yüksek değeri olan 44,28 dolara, Londra’da Brent petrol de 40,99 dolara sıçradı. Artık, petrol fiyatlarının iniş çıkışlı da olsa, kararsız denge içinde arttığı bir süreci yaşıyoruz. Bu süreçte, ABD Merkez Bankası’nın faizi de yükseltecek olması karşısında, yeni üç yıllık IMF anlaşması ekonomi için güvence oluşturacak.

 

Petrol fiyatlarının gelecek yıl tekrar 34 dolara ineceği, vadeli satışlarda Ağustos 2005 için anlaşma fiyatının 35 dolar olduğu söyleniyorsa da, karşı görüş de var. Petrolün 44 doların üzerine çıkması, 50 dolar korkusunu gündeme taşıdı. Hatta şu anda fiyatların 50 doları aşacağı, 60 dolara ulaşmayacağı konuşuluyor, risk raporları hazırlanıyor. Petrol fiyatlarının çıkışında Ortadoğu’daki terör, Rus petrol şirketi Yukos’un iflasa sürüklenmesi, Amerika’da rafineri yangını gibi nedenler sıralanıyor, ama bunlar aranınca bulunan bahaneler. Bakın, Yukos’a üretim için fon kullanma izni verilmesine rağmen, fiyat 40.99-39.68 açıklığından aşağı düşmedi. OPEC’in günlük arzı 1,5 milyon varil artırılabileceği açıklamasına karşın, 44.5 dolarla rekor kırıldı. Dünya petrol talebi Çin ile büyüdü. Artık petrol fiyatları 40 dolar/varil bazına oturmuş görünüyor.

 

Başbakan Erdoğan, Pazar günü basına yansıyan demecinde, “Akaryakıt ve petrol ürünlerine zam konusunda belli yere kadar dayanıyoruz. Ama, daha fazla sübvanse etme imkânımız olmadığı için ister istemez halkımıza yansıtma durumunda kalıyoruz. Dünyada petrolün varili 44 dolara çıktı, halkımızı mecbur kalmadıkça zam olayına mahkûm etmeyiz” diyordu. Başbakanın son cümlesi popülistti, ama ne yapılacağı bir önceki cümlesinde gizliydi. Yani, ister istemez yansıtmak. İç piyasada akaryakıta önceki gün yüzde 5 zam yapıldıysa da yeterli olmaz. Petrol ürünlerinin fiyatının daha da artması kaçınılmaz. Artık popülist politikalarla ekonomik kaynaklar çarçur edilemez. Bir gerçek de, bu kez sadece petrol ürünlerine yapılacak zamla sorunun bitmeyeceği.

 

Doğalgaz ithal fiyatları, sır olarak saklanan ünlü doğalgaz fiyat formüllerine göre belirleniyor. Bu formüller yıl içinde dört defa işletilmekte. Formülde, esas alınan doğalgaz taban fiyatı, geçmiş altı aylık referans periyot içerisinde, petrol ürünlerinden belli kalitedeki fuel oil ve gasoil için Avrupa’daki Akdeniz FOB fiyatlarındaki değişmeye göre oransal ayarlanmakta. Kriter olan dış piyasa petrol ürünlerinin fiyatlarında, altı ay öncesine göre yüzde 50 düzeylerinde artış oluşuyor. Petrol ürünlerine bağlı doğalgaz ithal fiyatlarının, anlaşmalardaki geçerli formüllere göre, önümüzdeki Ekim ayında yapılacak ayarlama sonucu yüzde 30 üzerinde zam görmesi beklenmeli.

 

Petrol fiyatlarının yansıması doğalgaz fiyatları ile de sınırlı kalmıyor. Geçen yıl elektriğin yüzde 45’i doğalgazdan üretildi. Bu yıl üretilmesi beklenen 151 milyar kWh elektriğin, 106 milyar kWh’inin termik olması planlanmış. Termik elektrik üretimi içinde doğalgazın payı yüzde 60. Doğalgazın pahalanması ile elektrik fiyatlarına zam zorunlu olacaktır. Geçen yıl zam yapılmayışının nedeni, yağışın bolluğu sayesinde kamunun elindeki doğalgaz santralları yerine hidrolik santralların aşırı çalıştırılması idi. Ancak, hidrolik santralların kapasiteleri ve Türkiye’nin üretim modelleri belli. Doğalgaz fiyatlarının artışı ister istemez elektrik fiyatlarının yükseltilmesini gerektirecektir.

 

Dünya Bankası ve IMF, ekonomide kara delikler oluşmasın diye, haklı olarak elektrik fiyatlarının gerçekçi baza oturtulmasını çoktandır istemekte. Ucuz elektrik isteyenler çareyi zam yapmamakta değil, serbest rekabetçi piyasada aramalı, ama ne yazık ki serbest piyasa oluşumu hep engellendi. Yakında yalnız petrol ürünlerini değil, doğalgazı ve elektriği de daha yüksek fiyatla tüketir olacağız. Yarınki bu gerçek; halkımıza, sanayicimize, enerji yatırımcımıza önlerini görebilmeleri için söylenmeli, ama her nedense Enerji Bakanlığı suskun, uyarı ve bilgilendirme görevini yapmamakta...

Kategoriler

DUYURULAR